top of page

Jose Saramago'nun Hayatı


Ana Hat ve Başlıklar:

  1. Jose Saramago

    1.1 Hayatı

    1.2 Aile Hayatı

    1.3 Edebi Kişiliği


2. Eserleri

2.1 Ressamın El Kitabı (1977)

2.2 Umut Tarlaları (1980)

2.3 Baltasar ve Blimunda (1982)

2.4 Ricardo Reis’in Öldüğü Yıl (1984)

2.5 Yitik Adanın Öyküsü (1986)

2.6 Lizbon Kuşatmasının Tarihi (1989)

2.7 İsa’ya Göre İncil (1991)

2.8 Körlük (1995)

2.9 Bütün İsimler (1997)

2.10 Bilinmeyen Adanın Öyküsü (1997)

2.11 Mağara (2000)

2.12 Kopyalanmış Adam (2002)

2.13 Görmek (2004)

2.14 Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş (2005)

2.15 Küçük Anılar (2008)

2.16 Filin Yolculuğu (2009)

2.17 Kabil (2011)


3. Jose Saramago Hakkında

3.1 Aldığı Ödüller

3.1.1 1998 Nobel Edebiyat Ödülü



1. José Saramago


2.1 Hayatı

José Saramago, 1922 yılında Portekiz’in Lizbon eyaletinde Azinhaga adlı bir köyde dünyaya gelmiş olup Portekiz’de yetişen en ünlü yazarlardan bir tanesidir. Sosyoekonomik açıdan yoksul bir ailede dünyaya gelip büyüdüğü için ekonomik zorluklar sebebiyle eğitim hayatında birçok zorluk çekmiştir. Eğitim süreci boyunca geçinebilmek için çevirmenlik, editörlük, teknik ressamlık vb. çok sayıda işte çalışmıştır. Tüm bu çalıştığı işlerden sonra bir yayınevinde yayın hazırlığı ve üretim departmanında görevli olarak çalışmaya başladı, Diario ve Lisboa olarak bilinen yerel gazetelerde kültür editörü olarak çalışıp siyasi yorumlar yapmıştır. 1976 Yılına kadar bu tarz gazetelerde çalışan Saramago; 1976 yılından sonra hayatını kitaplarına adamaya başlamıştır. Saramago, Portekiz’de bulunan Yazarlar Birliğinin yönetim kurulunda yer almakla beraber 2010 yılının 18 Haziran tarihinde, 87 yaşında hayatını kaybetmiştir, en son kitabı Kabil ise 2011 yılında Türkçeye çevrilmiştir.


2.2 Aile Hayatı

1944 Yılında Portekiz’de yaşadığı zamanlarda ressam İlda Reis ile evlenmiştir İlk kitabını çıkardığı sıralarda, 1947 Yılında, ilk evliliği ressam İlda Reis’ten olan kızı Violante dünyaya gelmiştir; 1970 yılında kendisiyle boşanmıştır. 1976 Yılından sonra hayatını kitaplarına adayan José Saramago 1993 yılında Kanarya Adaları’nda bulunan Lanzarote adasına yerleşerek hayatını burada sürdürmeye başlamıştır. 1988 Yılında Pilar Del Rio ile evlenmiş olmasıyla beraber kendisinden boşanmamış, ölene kadar birlikte kalmıştır.


2.3 Edebi Kişiliği

Saramago Portekiz’de; diğer yazarlardan uzakta ve izole bir şekilde yaşamını sürdürmesine rağmen çıkardığı kitaplar çok yoğun ilgi görmüş ve Türkçe’de dahil olmak üzere neredeyse tüm kitapları birçok farklı dile çevrilmiştir. En yoğun ilgi gören kitabı Körlük gibi romanlarıyla tanınmış da gerek şiir, gerek öykü ve deneme, gerekse de oyun gibi birçok farklı edebi türde eserleri bulunmaktadır. Kendisinin ilk romanı olan Günah Ülkesi 1947 yılında yayımlanmıştır ve José Saramago ilk eserinden yaklaşık 30 yıl sonraya kadar başka bir roman yayımlamamıştır. İlk eserinden sonra ilk olarak 1977 yılında tekrar roman yazmaya başlayan Saramago’nun ilk eseri Ressamın El kitabıdır, bu kitap incelendiğinde yazarın genel olarak romanlarında kullandığı tarzı görülmektedir. Bu eserden sonra kendisi sık sık 2-3 yılda bir eser çıkarmaya başlamasıyla birlikte Baltasar ve Blimunda adlı eserinde kullandığı üslubunu her yönüyle okuyuculara tanıtmıştır. Oldukça başarılı eserler yazan José Saramago 1995 yılında yazdığı Körlük eseriyle 1998 Nobel Edebiyat Ödülünü Almaya hak kazanmıştır. Aldığı tek ödül Nobel ile kalmayıp Portekiz Edebiyat Ödülünü de almaya hak kazanmıştır.


3. Eserleri


3.1 Ressamın El Kitabı (1977)

Nobel Edebiyat Ödülü alan Portekizli yazar Jose Saramago’nun ilk eseri olan Ressamın El Kitabı adlı eserinde kendisinin edebi hayatının temellerini atacak düşünceleri ve teknikleri aktarmıştır. Eserde günlük bir yaşamın sıradanlığı, ahlaksızlık ve vicdan krizi, toplum sanatçı arası ilişki, bireysel ve toplumsal baskılar, Tanrı ve varlığı, kendi varlığını sorgulama gibi temaları içerisinde barındırmaktadır. Siparişle çalışan yeteneksiz bir ressam olarak tasvir edilen H. isimli karakter ünlü bir işletmenin yöneticisi konumunda olan S. karakterinin portresini yapmakla ilgili bir sipariş almıştır. Ressam, kendi yeteneksizliğinin bilincindedir ve tablolarına yansıttığı sıradanlıktan hoşnut değildir. Ressam, aldığı portre işini bitirmeye çalışırken bir anda yaşamını ve yaptığı sanatı sorgulamaya başlamaktadır. Ardından atölyesinde S.’den aldığı siparişten bir tane daha yapmaya karar verir ve bunun karşısında günlük tutmaya başlar. Kitabın geri kalan bölümlerinde de gerçeklik ve kurgu, doğru ile yalan, arasındaki ilişkileri baz alarak yaşam, sanati ahlak ve estetik üzerine bir takım ahlak dersleri verilmektedir.


3.2 Umut Tarlaları (1980)

Portekiz’in Güney taraflarında yer alan Alentejo eyaletinde uzun bir yol boyunca verimli toprakların yer aldığı bir bölgede geçmektedir. Bu eyaletin bir tarafında zengin büyük çiftlik sahipleri; diğer tarafında ise yoksul tarım işçileri yaşamaktadır. Saramago, eserde Alentejo eyaletinde hayatta kalmaya çalışan bir ailenin öyküsünü yirminci yüzyıllardan başlayak 1974 yılında yapılan devrimin başına kadar getirmektedir. Dönemde sömürgecilerin de bulunduğu eyalette yoksul halkın baş kaldırışları, tutuklamalar, kovulmalar, yapılan zulüm ve işkenceler ve en sonunda yoksulluk ve yapılan haksızlıklar okuyucuya aktarılmıştır. Genel olarak eserde evrensel boyutlara ulaşan toplumsal sorunları hem politika hem de tarih üzerinden okuyucuya anlatılmıştır.


3.3 Baltasar ve Blimunda (1982)

Saramago bu eserinde 18. yüzyılda savaşların ve salgın hastalıkların hakim olduğu Portekiz’de geçmektedir. Kitapta okuyucuları oldukça etkileyen bir aşk anlatılırken tarihi gerçeklikler de öte yandan okuyuculara sunulmuştur. Bekledikleri veliahtın doğumunu kutlayabilmek amacıyla bir manastır inşa ettiren bir kraliyet ailesi insanların uçabilmesine imkan sağlayacak aleti, Passarolayı, üretmeye çalışan Peder Bartolomeu isimli karakter ile sol kolunu bir savaşta kaybetmiş Baltasar adlı karakter ve normal insanların göremediği varlıkları görebilen, annesi cadı olduğu için yakılan Blimunda’nın hikayesi anlatılmaktadır. İnsanların sahip olabileceği deha ile çılgınlık arasında bulan ince çizginin aktarıldığı, sıradan ve gerçek olayları büyülü anlatımıyla daha akıcı hale getiren Saaramaga’nın karakterlerinin felsefi olarak sorgulanmasına sebep olduğu bir kitaptır.


3.4 Ricardo Reis’in Öldüğü Yıl (1984)

Eserde dolaylı anlatım ile güçlü bir edebi tema okuyuculara sunulmaktadır. Kitabın ana karakteri Reis, İspanya’da çıkan iç savaşa sebep olan olayları inceler fakat bu savaşın çıkma anlamını, çatışma sebebini anlayamaz. Saramago bu eserde; birbirinden tamamen farklı iki karakteri bir araya getirilmesinin, fantezi ve gerçek arasındaki ince çizgiyi daha da bulaklaştırılmasının altını çizmektedir.


3.5 Yitik Adanın Öyküsü (1986)

Jose Saramago tarafından yazılan ilk olarak 2001 yılında Türkçe baskısı yayımlanan kitap hem akıcı bir dil ile yazılmış olup hemde basit bir üslup içermektedir. Yaklaşık üç yüz yirmi sekiz sayfadan oluşan kitapta Saramago’nun kullandığı şiirsel üslup ve ironik yaklaşım ile kimlik, coğrafya, sınır, siyaset, varoluş ve insan ruhu yeniden sorgulanmaktadır. Kitabın geçtiği İber Yarımadası, sebebi bilinmeyen bir şekilde anakaradan ayrılmıştır. Dünyanın her tarafında haberlerde manşet olan ada konuşulurken anlaşılmaz rastlantılarla bir araya gelen beş kişi bu adanın anakaradan kopuşunu metaforik ele almış olup her biri bu kopuşun sebebinin kendi davranışları olduğunu düşünmektedir.


3.6 Lizbon Kuşatmasının Tarihi (1989)

Lizbon Kuşatmasının Tarihi 1986 Yılında Nobel edebiyat ödüllü yazar Jose Saramago tarafından yayımlanmış, 1989 yılında Türkçe çevirisi yapılmıştır. Eserde ana karakter bir yayınevinde düzeltmen olarak çalışmakta olup provalarını okuduğu bir kitapta bir cümledeki fiile olumsuz ek takısı getirir ve Lizbon kuşatmasının tarihini alt üst haline getirir, bu hatayı bilerek yapmıştır ve bir süre sonra yaptığı yanlış fark edilmiş ve düzeltilmiştir. Çalıştığı yayınevinde editör olarak çalışmaya başlayan bir kişi ona bir kurmaca tarih kitabı yazmasının doğru olacağını söyler. Bu konuşmadan sonra yeni bir Lizbon Kuşatmasının Tarihinin kitabını tekrar yazmaya başlar ve editörle arasında normalden farklı bir ilişki gelişir.


3.7 İsa’ya Göre İncil (1991)

Jose Saramago bu eserinde din ile ilgili düşüncelerini açık ve net bir şekilde dile getirdiği için toplum içinde kargaşalara yol açmıştır. Yaşadığı ülke Portekiz’de bu sebepten kitapları sansürlenmeye başlanmış ve yaptığı röportajlardan birinde ateist olduğunu dile getirmesine rağmen kilise tarafından aforoz edildiği söylenmiştir. 1998 yılında Körlük romanı ile aldığı Nobel Edebiyat Ödülü ile beraber toplumun ve din adamlarının kendisine olan bakış açısı biraz daha yumuşamıştır fakat kitapları sansürlendiği için Saramago Portekiz’den Kanarya Adalarına taşınıp ömrünün kalanını burada geçirmiştir. Saramago bu eserinde İsa’yı normal bir insanmış gibi anlatır. İsa karakteri Yusuf isimli marangoz ile Meryem isimli ev hanımının ilk çocuklarıdır. İsa bir kız ve erkek kardeşe sahiptir. Kitabın geri kalan kısmında ise İsa’nın yaşadığı yerle bağlantılı olarak yaşadığı sorunlar anlatılmaktadır.


3.8 Körlük (1995)

1995 Yılında Saramago tarafından yayınlanan Körlük isimli kitapta toplumun metaforik açıdan körleşmesi konu alınmaktadır. Bir gün trafikte ansızın kör olan adam ile başlayan beyaz bir körlük salgını gün geçtikçe yayılmaktadır. İlk kör göz doktoruna gider ve yapılan testler sonucu gözünde hiç bir hasar bulunmadığı görülür, bu durumun üzerine doktor yetkili kişilerle durumu paylaşır ve daha fazla yayılmadan bir salgın olabileceğini düşünerek kör olan ve kör olma tehlikesi geçiren herkesin karantinaya alınması gerektiği söylenir. Sonrasında kör sayısı gün geçtikçe artmakta olup işler çığırından çıkmaya başlamıştır ve boş bir akıl hastanesinde zor koşullar altında yaşamını sürdüren yaklaşık iki yüz elli kişi artık kontrol edilmediklerini fark ederek akıl hastanesinden çıkarlar. Hastaneden çıktıklarında tüm dünyanın kör olduğunu, üretimlerin durduğunu ve insanlar kendi evlerini bulamadıkları için buldukları mağazalarda ya da kapılarını açabildikleri evlerde kaldıkları görülmüştür. Bu şekilde yaklaşık bir hafta yaşadıktan sonra ilk kör olandan son kör olana doğru hepsi yavaş yavaş tekrar görmeye başlamıştır. Metaforik anlamda incelendiğinde insanlığın ve toplumun farkındalığa sahip olmayışı beyaz körlük adlı salgın üzerinden aktarılmıştır.


3.9 Bütün İsimler (1997)

1997 Yılında Saramago tarafından yayınlanan Bütün İsimler adlı kitap yaklaşık 350 sayfa olup Kırmızı Kedi Yayınları tarafından basılmıştır. Kitabın ana karakteri Don Josê yirmi beş yıl boyunca Nüfus Kayıt Merkez Arşivinde çalışan bir memurdur. Yaşayan ve ölen insanların gün gün kayıtlarının tutulduğu hiyerarşik bir düzene sahip arşivde Josê günlerini doğum, ölüm, evlilik ve boşanma belgelerini düzenleyip kaydını girerek geçirmektedir. Josê bu işi yaparken canı sıkıldığı zamanlarda gazete ve dergilerden kopardığı ünlülerin kupürlerini biriktirmektedir. Bir gece belediye binasına gizlice girerek kayıp kartlarını çalmaya karar veren Josê yanlışlıkla bilinmeyen bir kadınla ilgili bir kaydı alır ve artık tüm gününü o kadını bulmaya çalışarak geçirmektedir. Don, eski yaşadığı evdeki komşularından bilinmeyen kadınla ilgili bilgi toplamaya çalışır, fakat kadını aramaya çalışırken kendini tüketir. Kitabın geri kalan kısmında da kadını bulmaya çalışmaya devam eder, ve bulabilmek için kendi işini riske atar.


3.10 Bilinmeyen Adanın Öyküsü (1997)

Bilinmeyen Adanın Öyküsü, Josê Saramago tarafından yazılan uzun öykü türündeki kitaptır. Orijinal basımı 1997 yılında Portekiz’de basılmıştır. Türkçeye çevirisi ise 2014 yılında yayımlanmıştır. Kitap kimse tarafından bilinmeyen bir adayı gezme cesareti gösteren bir adam ile adamın cesareti sebebiyle hayatını değiştirebileceğine inanan bir kadının hikayesini konu almaktadır. Adaları keşfetmek isteyen adam krala bu isteğini söylediğinde kral zaten tüm adaların keşfedildiğini söyleyerek talebini reddeder. Adamı uzun uğraşları sonucu kral isteğini kabul eder ve adam için bir tekne ve mürettebat hazırlar ve hikaye bu akışta devam eder. Hikayede aktarılan ana temalardan bir tanesi insanın hayal gücünün sınırsızlığı ve gücüdür. Kitabın ana karakteri olan adamın bilinmeyen adayı arayışı, evrende her zaman keşfedilecek şeyler olduğuna inanması sebebiyledir. Eserde verilmek istenen mesaj merakın ve hayal gücünün insanlığın gelişimi için önemli olmasıdır. Kitapta verilen temalardan bir diğeri kişisel eylemlilik düşüncesidir. Ana karakter adamın bilinmeyen adanın sürekli peşinden gitmesi, insanların sahip olduğu iradeyle kendi kaderlerini belirleme gücüdür.


3.11 Mağara (2000)

Saramago Mağara isimli bu eser üretici toplum ile tüketici toplum arasındaki farkı eleştirilerle birlikte okuyucuya aktarmıştır. Kitap iki farklı alan içermekte olup merkez yani tüketici kesim ile kendi emeğiyle çalışan üreticilerin sembolü çömlekçi Cipriano Algor’u içermektedir. Ülkenin diğer kısımlarına göre daha gelişmemiş ve henüz şehirleşmemiş köylerden birinde köpeği, kızı ve damadı ile yaşayan Cipriano Algor, geçimini kilden çömlek yaparak sağlamakta ve ailesini bu şekilde geçindirmektedir. Merkez, hem modernleşme hem de şehirleşme etkisi ile tüm insanların plastik kullanmaya başladığı ve artık çömleklerin gereksiz olduğu düşüncesi ile Cipriano’dan çömlek almayı bırakmıştır. Cipriano ile kızı Merkez her ne kadar ürettiklerini almıyor olsa da sürekli biblo ve benzeri ürünler tasarlayarak alacaklarını düşünür fakat ümitleri bitmek üzeredir. Cipriano’nun damadı ise Merkez’de bir güvenlik görevlisi olarak çalışmaktadır ve Merkez’de yer alan kurallara göre her güvenlik görevlisine Merkez’den bir ev verilecektir. Fakat merkezdeki kurallara göre hiçbir evde kafes hayvanı dışında hayvan besleyememektedirler. Eserin geri kalan kısmında da olay örgüsü bu şekilde devam etmektedir.


3.12 Kopyalanmış Adam (2002)

Eser, Tertuliano Máximo Afonso adlı karakterin kendi evini terk ettiği sırada kendisiyle aynı kılıkta ve aynı özelliklere, yüze sahip bir insanla karşılaşmasını konu almaktadır. Kimlik ve varoluş kavramları sorgulanmaktadır. Tertuliano, karşılaştığı kişinin kendisi olduğunu düşünerek panik olur fakat ilerleyen süreçlerde bu adamın kendisi olmadığını, kendisinin kopyası olduğunu öğrenmektedir. Bu doğrultuda Tertuliano kim olduğunu ve var olup olmadığını sorgulamaya başlar. Kopyalanmış Adam, yayımlandığı tarihlerde ve sonraki zamanlarda eleştirmenlerden olumlu yanıt almıştır, eleştirmenler eserin sürükleyici ve düşündürücü bir yapıda olduğunu öne sürerek beğendiklerini dile getirmişlerdir. 2002 Yılında Portekiz’de yayınlanmış olup 2004 yılında Türkçe çevirisi yapılmıştır.


3.13 Görmek (2004)

Josê Saramago’nun romanlarından Körlük eserinde olduğu gibi bu eser de bilinmeyen bir ülkenin bilinmeyen bir şehrinde geçmektedir. Körlük eserinin devamı niteliğinde olan eserde körlük salgınına yakalanan halkın yaraları tam olarak kapanmamış, o olaya şahit olup hala yaşayan insanlar bulunmaktadır. Eser sahte demokrasi ile yönetilen bir ülkede bir seçim günü memurların seçmenlerin oy kullanmasını beklemesiyle başlar. Seçim günü ülkede etkili olan sağanak yağış sebebiyle seçmenler oy kullanmaya gidemez ve memurlar telaşla tüm tanıdıklarını tek tek arayıp ne zaman gelip oy kullanacaklarını sorar. Yağışı azalmasıyla beraber seçmenler yavaş yavaş oy kullanmaya gider ve oy süresi 2 saat kadar uzatılır. Oyları sayma aşamasına gelindiğinde oyların yaklaşık %70’inin boş olduğu görülür. Hükümet yaşanan bu olayı sebebinin bir örgüt olduğunu düşünmektedir, birkaç hafta sonra bu sebeple bir seçim daha yapılır. Bu sefer oy sayımı sonucunda oyların yaklaşık%83’ünün boş oy olduğu görülmüştür, ardından ülkede olağanüstü hal ilan edilir. Halkın oyları boş basmasının sebebi bireysel düşüncelerini açık ve net bir şekilde dile getirememeleridir, eserin geri kalan kısmında da daha detaylı bir şekilde hükümet eleştirisi yapılmıştır.


3.14 Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş (2005)

Josê Saramago bu eserinde yine bilinmeyen bir ülkede ölümün bir anda ortadan kalkması sonucu gelişen olayları anlatmaktadır. Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş, hem hükümeti, politikayı ve politikacıları, toplumu, kapitalist sistemi, dini ve insanın ikiyüzlülüğünü konu alarak eleştiri içermektedir. Eserde ölüm hem başlı başına bir konuyu hem de bir karakteri temsil etmektedir. Bir gece ansızın ölüm yok olur ve intihar edenler, hasta yatağında ölmeyi bekleyenler, trafik kazası geçirenler ve benzeri herhangi bir kazada hiç bir insan ölmez. Basın mensupları ve halk bu konuyla ilgili hükümetten açıklama bekler. Bakan yaptığı açıklamayla Tanrı’nın adı bilinmeyen bu ülkeye ölümsüzlüğü hediye ettiğini halka söyler. Halk arasında çatışmalar ve bölünmeler meydana gelir, bir süre sonra ölen insan olmadığı için hastanelerde yer kalmaz, nüfus sayısı çok hızlı bir artış gösterir, bakan hastaların evde kalması gerektiğini söyler ve bu şekilde altyapı sorunu çözülür. Din adamları da ölümsüzlük olduğu için insanların inançlarından vazgeçeceğini düşünerek paniğe kapılmaktadır, cennet ve cehennem insanların gözünde artık bir hiç olacaktır. Bir süre sonra bu ülkeye komşu ülkeler, tanrı tarafından lanetlenmiş bu ülke ile iletişimlerini kesmeye karar verirler. Bir şekilde olaylar devam ettikten sonra ölüm, bakana bir bildiri gönderir; mektupta ölüm işine bir süre ara verdiğini fakat gece yarısından sonra ölmesi gereken insanların hepsinin öleceği yazmaktadır. Ölüm, artık ölme süresi gelen insanlara bir hafta öncesinden bilgi vereceğini ve yapmaları gereken şeyleri yapmalarını isteyeceğini söyler. Kitabın sonlarına doğru ölüm diğer insanların arasında karışır ve ölme vakti gelen insanların evine mektup yollar fakat halk dehşete düşer. Kitabın sonunda ölüm bir adama aşık olur ve öldürme görevinden vazgeçip aşkına yenik düşer, kendisi de ölümlü olmayı seçer.


3.15 Küçük Anılar (2008)

1998 Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Josê Saramago tarafından yazılan bu eser Saramago’nun çocukluk ve gençlik yıllarına ait anılarından oluşmaktadır. Saramago, eserlerinin çoğunluğunda kullandığı şiirsel anlatım tekniğini bu eserde de kullanarak duyguları daha yoğun bir şekilde göstermiş ve yoksulluk içinde geçen çocukluk anılarını okuyuculara sunmuştur.


3.16 Filin Yolculuğu (2009)

Filin Yolculuğu adlı bu eserde, 16. yüzyılda Portekiz krallarından III. Joao, Roma-Germen imparatoru II. Maximilian’a hediye olarak bir fil göndermiştir. Avrupa’nın en Batı kısımlarından, Lizbon’dan Viyana’ya doğru yola çıkan fil ile yoksul bakıcısı Subhro’nun hikayesini anlatmaktadır. 200 sayfadan oluşan kitap 2009 yılında Portekiz’de basılmış olup 2013 yılında Kırmızı Kedi Yayınları tarafında Türkçe çeviris yapılıp yayınlanmıştır.


3.17 Kabil (2011)

Kitap ilk insanlar olarak kabul edilen Adem ile Havva’nın cennetten kovulmasıyla başlamaktadır. Adem ile Havva cennetten kovulduktan sonra kendisini dünyevi hayat içerisinde bulurlar fakat kısa bir süre içerisinde adapte olurlar. Kısa bir süre sonra Kabil ve Habil adında çocukları olur ve Kabil kardeşinin sonunun gelmesine sebep olmuştur. Katil Kabil adıyla bilinen çocukları Efendi olarak tanımlanırken tanrı ile bir anlaşma yapıp kendi ülkesinden ve dünyasından uzak yerlere gider. Kitabın geri kalan kısımlarında ise dini sorgulamalar ile dini inançlara farklı bakış açıları getirilmektedir.


4. Jose Saramago Hakkında


4.1 Aldığı Ödüller

Saramago edebi hayatı boyunca birçok ödüle layık görülmüş olup aldığı ödüllerden bir tanesi Portekiz Edebiyat Ödülüdür. Aslen Portekizli yazar çıkardığı çok sayıda roman kitabıyla toplumun beğenisini kazanmıştır.


4.1.1 Nobel Edebiyat Ödülü

Jose Saramago’nun almış olduğu bir diğer ödül 1998 Nobel Edebiyat Ödülüdür. 1998 Yılında Körlük eseriyle birlikte Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış olup eserde hem alegoriden, bilim kurgu öğelerinden, gerilimden hem de psikolojiden yararlanmıştır.




bottom of page