İrade-i Milliye ve Hakimiyet-i Milliye
- Aybüke Ulu
- 19 May 2023
- 10 dakikada okunur
İçindekiler:
İrade-i Milliye
1.1 İrade-i Milliye'ye Giriş
1.2 İrade-i Milliye'nin Kuruluşu
1.3 İrade-i Milliye Gazetesindeki Yazıların Değerlendirilmesi
Hakimiyet-i Milliye
2.1 Hakimiyet-i Milliye'ye Giriş
2.2 Hakimiyet-i Milliye'nin Kuruluşu ve Amacı
2.3 Donemdeki Sorunların Hakimiyet-i Milliye Gazetesine Yansıyışı
Sonuç Yazısı
İrade-i Milliye
1.1 İrade-i Milliye'ye Giriş
Osmanlı İmparatorluğu'nun jeopolitik konumu nedeni ile İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğunun topraklarını özellikle de İstanbul’u istiyorlardı. Süreç boyunca hem genel sebeplerden hem de ülkeler arası sorunlardan kaynaklı olarak Birinci Dünya Savaşı başladı. Osmanlı İmparatorluğu ilk başta İtilaf Devletleriyle birlikte olmak istedi fakat bu durum İtilaf Devletlerinin aleyhinedir. Dönemdeki ülkelerin gücü göz önüne alınırsa İtilaf Devletlerinin üstünlükleri bulunmaktadır ve bu şekilde isteklerine yani Osmanlı İmparatorluğunun topraklarına daha kolay erişim sağlayabilinirdi. Bu yüzden İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun kendileri ile birliktelik yapmasına karşı çıkmıştır. Tüm bu siyasi olaylar olurken siyasi anlamda yalnızlığı olan ve yanında bir yoldaş isteyen Almanya, Osmanlı İmparatorluğu’nun bu durumunu kullanarak Osmanlı İmparatorluğunu İttifak devletleri’nin birlikçisi olmaya davet etmiştir. Bu durumda Almanya’nın siyasi yalnızlığı bitmiştir ve savaş gücü ya da yükümlülüğünü Osmanlı İmparatorluğu ile paylaşmıştır. Dönemde olan güç eşitsizliği ve resmi belgelerde “tarafsız” olarak geçen bazı ülkelerin İtilaf Devletlerine ettiği yardım ile birlikte Birinci Dünya Savaşı’nın galibi İtilaf Devletleri oluştur. 30 Ekim 1918 günü imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu için Birinci Dünya Savaşı sona ermiştir. Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında İtilaf Devletleri, istedikleri Osmanlı İmparatorluğu topraklarını kendi aralarında pay etmek için harekete geçmişlerdir. Antlaşma sonrasında İtilaf Devletleri Osmanlı İmparatorluğunda isyanlar başlatmıştır. Başlayan bu isyanlara Yunanistan’ın da yardım etmesi, insanların içinde başlayan Milli Mücadele isteğini daha yoğun kılmıştır ve gerçekleşmesi için güç toplamıştır. Milli Mücadele’nin harekete geçmesi ise Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a gitmesi ve insanları Milli Mücadele konusunda bilgilendirerek halkı örgütlemiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün örgütlemesiyle birlikte Milli Mücadele artık halk arasında başlamış, ve diğer eylemler Samsun konferansının hemen arkasından gelmesine sebep vermiştir. Samsun Kongresinden sonra olan Erzurum kongresinde, kongreye gönderilen şehirlerin haklarının savunulması için “Temsil Heyeti” adı verilen bir topluluk oluşturulmuştur. Bu topluluğun başkanı ise Milli Mücadeleyi başlatan ve hız kazandıran Mustafa Kemal Atatürk olarak halk tarafından seçilmiştir. Sonraki süreçte bu topluluk Sivas Kongresinden sonra artık şehirlerin temsilcisi değil ülkenin temsilcisi haline gelmiştir. Sivas Kongresinde, Milli Mücadele hakkında halka bilgi vermek amacı ile bir gazete çıkarılmasına karar verilmiştir. Bu karar doğrultusunda kurulan gazetenin adı “İrade-i Milliye” olmuştur, halkın iradesi anlamına gelen bu gazete resmi yayın organı olmuştur. Meclisin açılması ile birlikte Ankara ‘da kurulan “Hakimiyet-i Milliye” gazetesi resmi yayın organı haline gelmiştir.
1.2 İrade-i Milliye'nin Kuruluşu
İtilaf Devletleri’nin yaptığı isyanlardan halkın geri kalanının süreçten ve İtilaf Devletleri’nin yaptığı zulümler Osmanlı İmparatorluğu içinde yayılmasın diye iletişim yollarını ve demiryollarını kapatmıştır. Bu yüzden halk olanlardan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yavaş yavaş yok olmasının haberini alamıyordu. Sonrasında gerçekleşen birkaç etken de dahilinde olmak üzere Milli Mücadele bazı suikast teşebbüsleri ile başlamış bulunmaktadır. Halk içerisindeki iletişimsizlik problemlerini kaldırmak ve halka beraber hareket edebilmek için bir şekilde haberleşme yolu olmak zorundaydı. Bütün bu sorunların çözümü ise Samsun Kongresinden sonra basılmasına karar kılınan “İrade-i Milliye” gazetesi olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu bulunduğu siyasi taraf nedeni ile savaştan büyük bir yenilgiyle ayrılmıştır. Yenilgi sonucu İtilaf Devletleri, istedikleri Osmanlı İmparatorluğu topraklarını gizli bir şekilde kendi aralarında paylaşmışlardır. 1918 yılının 30 Ekim günüde olan Mondros Ateşkes Antlaşması adı altında İtilaf Devletleri Osmanlı İmparatorluğunun topraklarını ele geçirmeye başlamıştır. Yapılan saldırılar ve baskılar halkın karşı çıkma isteğini tetiklemiştir ve kendisine savunmasına neden olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a gitmesiyle birlikte Milli Mücadele halka daha fazla yayılmış ve merkezi bir durum şekline gelmeye başlamıştır. Erzurum Kongresinde, Milli Mücadele’nin merkezi hal alması durumu hızlanmış ve ortaya illeri temsil edecek bir Temsil Heyeti oluşmuştur.
Temsil heyetindeki insanların oylarıyla, Mustafa Kemal Atatürk Temsil Heyeti’nin başkanı olarak seçilmiştir. İlk başta sadece illeri temsil eden Temsil Heyeti, Sivas Kongresinden sonra yıkılmak üzere olan ve saldırılar altında kalan ülke üzerinde nüfuz sahibi olmuştur. Temsil Heyetinin karşısında büyük bir sorun vardır çünkü kongrelerden de önce ilk işgallerin başladığı zaman, İtilaf Devletleri halk birbirinden habersiz kalsın ve örgütlenemesin diye iletişim ağlarını (tren rayı, fax vb.) kesmiştir. Buna rağmen Temsil Heyeti’nin oluşturduğu baskı nedeni ile “İstanbul Hükümeti” zorla da olsa seçimlerin yapılma durumunu kabul etmek zorunda bırakılmıştır.
Milli Mücadelenin başlıca yürütme organı olan Temsil Heyeti, seçim sürecinden itibaren Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılana kadar olan süreçte başlıca yürütme organı olarak görev yapmıştır. Buna ek olarak Mustafa Kemal Atatürk Milli mücadele sürecinde gerçekleşenleri halka aktarabilmek, Milli Mücadele’nin aleyhine yazılmış ve yapılmış olan propogandalara yanıt verebilmek için bir yazılı basın yayınına gereksinimde bulunduklarını fark etmiştir. Bu yüzden Sivas Kongresinde verilen bir karar ile İrade-i Milliye Gazetesi basılmaya başlanmıştır.
Halkın iradesinin gazetesi ve Mustafa Kemal Atarürk liderliğinde kurulan İrade-i Milliye gazetesi ve Mazhar Müfit Kansu’nun yazı işleri müdürlüğü’nün iradesi altında kurulmuştur. Selahattin Ulusalerk ise İrade-i Milliye gazetesinin imtiyaz nedenidir. İrade-i Milliye gazetesinin ilk baskısı genel olarak Sivas Kongresinde alınan kararları halka duyurmak amacıyla 14 Eylül 1919 tarihinde basılmış ve yayınlanmıştır.
Gazetenin sloganı gibi olan “Milletin dilek ve taleplerinin savunucusudur” sözü gazetenin adının altında yer almaktadır. Bu ifade hakkında düşünüldüğünde gazetenin kuruluş amacını Milli Mücadele için uğraşan halkın sesinin kendi aralarında kalmaması ve İstanbul Hükümeti ile dünya kamuoyunun bu sesten ve düşüncelerden haberdar olması isteği denilebilir. İrade-i Milliye Gazetesinin ilk başlarda haftada iki defa basılması düşünülmüştür. Fakat şartlardan kaynaklı olarak haftada iki kere basılamamıştır, haftada iki defa yerine haftada bir defa basılabilmiştir. İrade-i Milliye Gazetesi, Milli Mücadelenin resmi yayın organı olduğundan gazetenin içerdiği politika Temsil Heyetinin oluşturduğu politika ile benzerlik göstermektedir.
1.3 İrade-i Milliye Gazetesindeki Yazıların Değerlendirilmesi
Gazetenin öncelikli amacı bir önceki bölümde de belirtildiği gibi Sivas Kongresinde alınan kararların ve Milli Mücadelenin taleplerini halka anlatma amacı içerisinde olduğu için yayınlanan ilk 14 Eylül 1919 günlü basımında adı “Harekat-ı Milliyenin Esbabı” olan bir makale yer almaktadır. Makalenin yazarı olan İsmail Hami Bey’in yazmış olduğu bu makalede, ülkenin yaşadığı kötü sorunların sadece Birinci Dünya Savaşı ve sonuçlarından olmadığını yazmıştır. Yazılan makalede, şu an da bir sorun haline gelmiş olan gazetenin siyasetine ters düşen yönetimler sorumlu tutulmuştur. Spesifik olarak da Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın izlediği politika ve kendilerine göre aciz olan siyasetini eleştirmiştir. Milli Mücadele ise bu güçsüz politikayı kaldırıp daha güçlü yönetimin gelmesi için doğmuştur. Ayrıca bu yazı ile halka Hükümetin uyguladığı politikayı anlatarak neden Milli Mücadele’nin gerekli olduğunu açıklamaya ve ispat edilmeye çalışılmıştır. Ek olarak bütün yazarın düşüncelerinin yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk’de tek problemin askeri olarak kaybetmek olmadığını, toplumsal hayatta çok büyük sorunlar olduğunu fark etmiştir. Yazılan “Harekat-ı Milliyenin Esbabı” makalesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün bu düşüncelerinin izleri görülmektedir.
Gazetenin sadece ilk sayısında değil bundan sonraki yazılarında da İstanbul Hükümeti ve yaptığı hareketler eleştirilmiştir. Gazetenin ikinci sayısında da diğer sayılardan içerik olarak çok farklı olmayan bir şekilde İstanbul Hükümeti’nin yaptıkları eleştirilmiştir. O sırada hükümetin başında olan Damat Ferit Paşa’nın, halkın kendini özgürleştirmek için başlattığı Milli Mücadele’nin aleyhine yaptığı eylemler sonucu, İstanbul ile ilişkilerinin kesildiklerini söylemiştir. Yaptıkları bu eylemle birlikte Temsil Heyetinin benimsediği ve izlediği politika belli olmuştur. İstanbul Hükümeti’nin hem dış baskılardan hem de bazı iç sorunlardan kaynaklı olarak Milli Mücadele hareketinin durdurulmasını sağlamaya çalışmışlardır. İstanbul Hükümetinin yaptığı bu çalışmalardan sonra Temsil Heyeti’nin emretmesi üzerine İstanbul ile iletişim kesilmiştir. Bu durumun sonucu olarak da Damat Ferit Paşa Hükümeti tahtan indirilmiştir. Bu yazıda ise yaşanan bu ptoblemi yani iletişimi kesme sorununu kamuoyuna aktarmıştır.
Gazetenin bir sonraki sayısında Abdülmecid Efendi’nin düşünce yazısı bulunmaktadır. Lahihaya yer verilmesinden dolayı Temsil Heyeti’nin daha hanedar ile bir sorun yaşamadığı görülmektedir. Bu sayı yine İstanbul Hükümetini eleştirmiştir, padişah veya hanedana karşı bir eleştiri yapılmamıştır.
Sadece eleştiri yapmak yerine siyasal olarak destek olmak amacıyla da İrade-i Milliye gazetesi kullanılmıştır. Örnek olarak Mustafa Kemal Atatürk, İtilaf Devletleri’nin Milli Mücadele’nin karşısında olduğu için ve İtilaf Devletleri’ne içeriden zarar vermek için Fransa ile olan ilişkilerini geliştirmek istemiştir. Bu nedenle Güney Cephesinde Fransa ile mücadele ederken ara sıra yardım eli uzatılmıştır. Gazete de bu amaç kapsamında, 3 Kasım 1919 günü yayımlanmıştır. Bu gazetede Fransa ile Türkiye’nin ilişkisi hakkında bir yazı gazetede yer almıştır. Bu yazıda eğer Fransa Türkiye ilişkisi iyileşirse, Fransa’ya nasıl katkılar katılacağını değerlendirilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk sadece Fransa ile ilişkileri geliştirmek istememiş ve İngiltere’yi de hedef haline getirerek İtilaf Devletleri arasında anlaşmazlığa neden olmaya çalışmaktadır. Ayrıca bahsedilen pozitif yanlardan biri de Güney Cephesi’nin güven altında olacağı da düşülünmektedir çünkü bu iki ülke arasında bir uzlaşma olacaktır.
8 Aralıkta yayımlanan bir sayısında ise meclis kurulmasının önemi belirtilmiştir ve meclisin halka ve gazeteye yararı olacağını da belirtmiştir. İrade-i Milliye gazetesi Halis Turgut'un yönetimindeyken iki kere İstiklal Mahkemesi tarafından kapatılmıştır. 1922 yılında ise gazetenin yayın hayatı sona ermiştir.
Hakimiyet-i Milliye
2.1 Hakimiyet-i Milliye'ye Giriş
Zorlu geçen Birinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki dönemde ortaya çıkan İrade-i Milliye gazetesi 1922 yılında bir daha basılmamak üzere kapatılmıştır. Meclisin açılmasından sonra yayınlanmaya başlayan Hakimiyet-i Milliye gazetesi, tarihte yer alacak kadar kadar önemli bir döneme denk gelmiştir. Kurtuluş Savaşında aynı İrade-i Milliye gazetesi gibi halkın sesi olarak yayınlanmıştır.
Hakimiyet-i Milliye gazetesi Türk halkı için karanlık bir dönemde adeta bir umut ışığı gibi halka yardımcı olmuştur. Halka yardımcı olması sadece meclisin açıldıktan sonraki dönemini değil günümüzdeki Türkiye için de temel değerleri, Türk atalarına aşıladığı için şimdiki neslin de temel değerlerini aşılamış olacaktır.
Bu makalede, karanlık dönemlerde bir umut ışığı olan Hakimiyet-i Milliye gazetesinin doğuşu, kurucuları ve içeriği incelenecektir.
2.2 Hakimiyet'i Milliye'nin Kuruluşu ve Amacı
Hakimiyet-i Milliye gazetesi, İrade-i Milliye gazetesinin gibi sayılabilir. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliye'nin adına Mustafa Kemal Atatürk tarafından ilk defa 1920 yılının 10 Ocak gününde çıkarılmıştır ve bundan sonraki birkaç yıl daha basılmaya devam edilmiştir. Yayınlanmaya başladığı zamanlarda İrade-i Milliye’nin aksine haftada iki defa yayınlanabilmiştir. Sonraki süreçte (18 Temmuz 1920 tarihinden itibaren) ise bu dayı haftalık üçe çıkmıştır ve sürecin sonunda (16 Şubat 1921 gününden sonraki süreçte) ise cumartesi günleri hariç her gün yeni bir sayı yayınlanmaya başlamıştır. Gazetenin adının nereden geldiği ise Hakimiyet-i Milliye gazetesi tarafından açıklanmıştır: “Bugünden itibaren mevki-i istişare çıkan ve sütunlarında bütün Anadolu ile onu alakadar eden muhitlerin ahval ve hadisatını ihtiva edecek olan gazetemize bu ismi tesadüfî olarak vermedik. Gazetemizin bu ismi aynı zamanda takip edeceği tarik-i mücahedenin de nevidir. Şu hâlde denilebilir ki Hâkimiyet-i Millîye’nin mesleği, milletin müdafaa-i hâkimiyeti olacaktır.”. Gazetenin çıkış nedeni de yine gazetenin bir sayısında verilene göre Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Teşkilatı ve Kuvayı Milliye’nin ortaya çıkış nedeni ile aynı nedene sahiptir. Bu bilgi de yine gazetenin ilk sayısında yer almaktadır. İlk yazıların büyük bir kısmı gazetenin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazdırılmıştır. Ayrıca Milli Mücadele’nin resmi yayın organı olduğu için Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi tarafından hükümetin yarı resmi yayın organı ilan edilmiştir. Gazetenin ilk basımında, ilk sayfayınıın neredeyse tamamının üzerinde olan “Heyet-i Tahririye” isimli makale Mustafa Kemal Atatürk tarafındannot tettirilerek Hakkı Behiç Bey’e yazdırılmıştır.
Gazetenin yazıları her ne kadar ilk başlarda Mustafa Kemal Atatürk olsa da sonrasında düzenlemesini ve yazılmasını Heyet-i Temsil yani yine Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadeleyi yönetebilmek için kurduğu Temsil Heyeti sağlamıştır. İtilaf Devletleri’nin yaptığı işgaller dolayısıyla yaşanan iletişim probleminden Hakimiyet-i Milliye gazetesi çok fazla ilgi görmüştür. Gördüğü fazla ilgi ile birlikte abone olma konusu ve kağıt kaynağı konusunda özellikle de gazetenin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk ilgilenerek az olmayan miktarda yazışmalar gerçekleştirilmiştir. Gazetenin eski sayılarından ulaşılan bilgilere göre gazetenin yıllık abonelik fiyati üç yüz kuruş, altı aylık aboneliğinin ise yüz altmış kuruş olduğuna ulaşılmıştır. Ayrıca abonelik ücreti o dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün kurulmasında katkısı olduğu Ziraat Bankası ile gönderilmiştir. Gazetenin yazı ekibinde bulunan bazı kişiler tanıdığımız isimlerdendir. Fakat bazıları ise günümüze kadar adı dayanmayan ama döneminde Milli Mücadele uğruna yazılar yazmış kişilerden oluşmaktadır. Örnek olarak: Hüseyin Tevfik, Doktor Tevfik Rüştü, Hamdullah Suphi, Ağaoğlu Ahmet, Doktor Adnan, Mahmut Esat, Yusuf Akçura, İzzet Ulvi, Ruşen eşref gibi isimler verilebilir. Gazetenin ilk adı olan Hakimiyet-i Milliye sadece 1920 yılı ile 1934 yılı arasındaki ismi olmuştur. 1934 yılı ile 1953 yılları arasında ise gazetenin adı Ulus olarak geçmektedir. Sonrasındaki dönemde yani 1953 yılı ile 1954 yılı arasında (1 yıl bile olamayan bir süreçte) gazetenin adı Yeni Ulus olmuştur. Son döneminde ise yani 1954 yılı ile 1955 yılı arasındaki bir yıldan az olan süreç boyunca gazetenin adı Halkçı olarak geçmiştir. 1955 yılından sonra ise gazete yayınlanmamaya başlanmıştır.
Hakimiyet-i Milliye gazetesi, ikinci bir İrade-i Milliye gazetesi gibi Milli Mücadele gerçekleşirken İstanbul Hükümetine karşı halkın verdiği bağımsızlık mücadelesinin merkezi bir yayın organı olmuştur. Bu gazete halkın bağımsız olma isteğini yükselterek Milli Mücadeleye katkı sağlamıştır. Ayrıca topluma etkisine genel olarak bakılırsa milli birliği güçlendirmiştir ve aynı zamanda Milli Mücadele’nin organize olma konusunda ve kamuoyunu bilinçlendirme konusunda çok önemli bir etkiye sahip olmuştur.
20 Nisan 1919 gününde Mustafa Kemal Atatürk Anadoludaki halkı örgütlemek ve yerel önderler ile birlikte konuşup Milli Mücadeleyi koordine etmek için Hakimiyet-i Milliye gazetesini yayınlamaya başlamıştır.
Milli Mücadele’nin ilerleyen zamanlarında Birinci Dünya Savaşı’ndan büyük kayıplar ile ayrılmasıyla birlikte İtilaf Devletlerinin de saldırısı üzerine İstanbul Hükümeti ağır kayıplar vermiş ve yenilgiden kaynaklı olarak da işgal edilen bölgelerse düşman kuvvetlerinin denetimi altına girmiştir. Bu durumda İstanbul Hükümeti Milli Mücadele için çaba sarf etmek yerine İtilaf Devletleri ile işbirliği yapma eğiliminde bulunmuştur. Bu durumda bağımsızlığını isteyen mücadeleci halk hükümetten destek göremeyeceğini anlayıp daha iyi koordine olmayı çabalamıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Hakimiyet-i Milliye gazetesi bu durumda milli iradeyi yükselterek Milli Mücadele için bağımsızlık isteyen halkı cesaretlendirmiştir. Halkı cesaretlendirmeyi ise Milli Mücadele fikrini yayarak ve halkı organize ederek elde etmiştir.
İtilaf Devletleri’nin işgallerinin başlamasının ardından birçok gazete yayınlanmaya başlamıştır. Bunlardan bazıları İrade-i Milliye ve Hakimiyet-i Milliye gibi Milli Mücadele’nin destekçisi gazetelerden oluşmaktadır. Bazıları ise İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletleri’nin destekçisi başka bir şekilde söylenecek olursa Milli Mücadeleye karşı olan gazeteler denilebilir. Bunların arasından Hakimiyet-i Milliye gazetesinin yayınları, Anadolu’da neredeyse her bölgede okunuştur ve halkın özellikle de bağımsızlık isteği için gerekli olan cesaret ve başka olgular ile büyük bir etki yarattığı söz konusudur. Kısaca bu olaya gazete halkın bilincinin artmasında yardımcı olmuş ve beraberlik ile milli birlik duygularını aşılamıştır.
Hakimiyet-i Milliye’nin en büyük katkılarından birisi Milli Mücadele’de halkın koordinasyonunu sağlayabilmiş olmasıdır. Hakimiyet-i Milliye gazetesi Anadoludaki bağımsızlık için direnen halkın bulunduğu çevrelerin arasındaki iletişim ağını arttırmış, dönemde engellenen haberleşme olanağını kolaylaştırmış ve direniş gösteren halkın güç bakımından iş birliği yapmasına neden olmuştur. Buradan da anlaşılabileceği üzere Hakimiyet-i Milliye gazetesi Milli Mücadelenin diğer bir adıyla da Bağımsızlık Mücadelesi’nin galibiyet getirmesinde kritik bir faktör durumundadır.
Makalenin bu kısmı özetlenecek olunursa, Hakimiyet-i Milliye’nin kuruluşu ve bağımsızlık için direniş gösteren halka aşıladığı milli duygular ile Milli Mücadele’nin galibiyet ile sonuçlanmasında önemli bir role sahiptir. Gazetenin halka aşıladığı duygular kısaca şu şekildedir: milli irade, bağımsızlık mücadelesi ve buna olan inanç, halkın koordinasyonu, bağımsızlık ve egemenlik için olan inanç. Hakimiyet-i Milliye’nin sağladığı bu özellikler sayesinde günümüzdeki Türkiye Cumhuriyeti vardır. Başka ve son özelliğe ise modern Türkiye’nin temellerini sağlaması örnek verilebilir.
2.3 Dönemdeki Sorunların Hakimiyet-i Milliye Gazetesine Yansıyışı
Dönemde yaşanan birçok mağlubiyetin yanı sıra çıkan isyanlar sonucu Mustafa Kemal Atatürk’ün Hakimiyet-i Milliye gazetesini Ankaraya vardıktan kısıtlı bir süre sonucunda çıkarması, Mustafa Kemal Atatürk’ün hem Milli Mücadele’ye hem de kamuoyuna birinci elden kaynak vermeye ne kadar önem verdiği belli olmuştur. Hakimiyet-i Milliye hem Ankara’nın hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sözcüsü olmuştur.
Gazete yayınlanmaya başladıktan sonraki çıkan isyanlar hakkında, Hakimiyet-i Milliye gazetesinde tarihi açıdan önemli detaylar yer almaktadır. İsyanlar aktarılırken Hakimiyet-i Milliye gazetesinin üç farklı yol izlediği söylenebilir. İlk olarak isyanların sonuçları yani ölü ve yaralı sayısı, isyanın nasıl geliştiği, alınan tedbirler gibi yoruma kapalı olup salt bilgiler yer almaktadır. İkinci yol için de İstanbul Hükümeti’nin fazlaca eleştirildiği söylenebilir. Hakimiyet-i Milliye gazetesi özellikle de yöneticiler eleştirilmektedir. Damat Ferit Paşa ve hükümeti, Hakimiyet-i Milliye gazetesi tarafından en çok eleştirilen hükümettir. Son yolun ise daha çok halk odaklı olduğunu söylenebilir. Bu yolda genellikle bir daha isyanların gerçekleşmemesi, halkı bağımsızlık için ikna etme gibi halkı Milli Mücadeleye ikna edip yönlendirme ve cesaretlendirme gibi niceliklerin bulunduğundan bahsedilebilir.
Sonuç Yazısı
Birinci Dünya Savaşından mağlubiyet ile çıkan Osmanlı İmparatorluğu, İtilaf Devletleri’nin imzalattığı Mondros Ateşkes Antlaşması ile İtilaf Devletleri ve diplomasi alanında destekçileri olan ülkeler ile birlikte parçalanmaya başlamıştır. İtilaf Devletleri halkın örgütlenip ayaklanma çıkarmaması için kısıtlı olan iletişim yollarını tamamen koparmıştır. Bunun için de Milli Mücadele’nin öncülerinden biri olan Mustafa Kemal Atatürk İrade-i Milliye gazetesini çıkarmıştır. Fakat meclisin açılmasıyla birlikte İrade-i Milliye gazetesi basılmamaya başlanmıştır. Onun yerine TBMM’nin temsilcisi olan bir gazetenin yayınlanma kararı alınmıştır. Bu gazete Hakimiyet-i Milliye gazetesidir. Hakimiyet-i Milliye, Milli Mücadele esnasında yıkılmak üzere olan Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bağımsızlık mücadelesi veren halkın Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve halkın yardımıyla kurulmuş olan merkezi bir yayın organıdır. Hakimiyet-i Milliye gazetesi, Milli Mücadele döneminde halkı koordine edebildiğinden, aşıladığı duygular ve halkın birlikteliği ile Milli Mücadele galibiyet ile sonuçlanmıştır. Buradan Milli Mücadele’de galibiyet ile çıkılmasında, Hakimiyet-i Milliye gazetesinin önem taşıdığı söylenebilir