top of page

Bülbülü Öldürmek Eserindeki Toplumsal Eşitsizlik Sorununun Dile Getiriliş Biçimlerinin Analizi

Toplumsal eşitsizlik, insanların toplumdaki değerli kaynaklara, hizmetlere ve konumlara eşit olmayan erişime sahip olduğu durumdur. [1] Eşitlik ve eşitsizlik kavramları birbirlerine zıt olarak nitelendirilse de eşitlik durumunun bir sıfır noktası, eşitsizliğin ise sonsuza giden negatif kısma benzetilmesi daha uygundur. Eşitlik fikri günümüzde siyasi anlamda ön planda olan bir ideoloji olmamakla birlikte hukuki ve toplumsal anlamda geçmiş yüzyıllarla karşılaştırıldığında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Özellikle ırk ve cinsiyet farklılığından kaynaklanan toplumsal eşitsizlik 20. yüzyılın başlarında belirginleşmeye başlamıştır ve ilerleyen yıllarda Amerika’daki Afroamerikan sivil haklar hareketi gibi süreçler baş göstermiştir. Sosyal eşitsizlik dahil olmak üzere küresel sorunların giderilmesinde aydın kesimin sorunun farkında olması ve topluma ayna tutma görevini üstlenmesi önem arz eder. 1960 yılında yayınlanan ve başta Amerika’da olmak üzere dünyanın dört bir yanında kısa sürede ilgi çeken ve başarıya ulaşan Bülbülü Öldürmek eserinde Harper Lee bir yazar olarak aynen bu görevi üstlenmiştir. Bülbülü Öldürmek farklı küresel sorunları barındırır ancak ana odağında toplumsal eşitsizlik vardır. Ana odağın bir parçası olarak öne çıkan ırkçılık sorunu eserde iyi-kötü çatışması ve karakterlerin arka planlarıyla yaşanmışlıkları sonucu eşitsizliğe karşı geliştirdikleri perspektifleri yoluyla dile getirilir.

           

Etik düzlemde iyi ve kötüyü birbirinden tamamen ayırmak mümkün değildir, birçok kültür ve inanışta iyiyle kötünün yaşamda ve insanlarda iç içe geçmiş biçimde bulunduğu fikrine rastlanır. Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek adlı romanında da iyi-kötü çatışması teması eser boyunca hem kurgulanan olaylarda hem karakterlerin iç dünyalarının bir parçası olarak,  insanların gerçekte iyi mi kötü olduğu sorgulanırken ve toplumsal eşitsizlik aktarılırken kullanılmıştır. Eserin merkezindeki iyi-kötü çatışması ise mahkeme salonunda geçer. “‘Beyler, geriye kalan zamanımı size bunun zor bir dava olmadığını, sanığın suçlu olduğundan emin olmanız gerektiğini hatırlatmak için kullanacağım. Bu dava siyah-beyaz kadar net.’” (Lee, 2022: 259) alıntısında dava okuyucuya göre de Atticus için olduğu kadar nettir çünkü davanın iki tarafındaki karakterler birbirinden tamamen zıt olarak kurgulanmıştır. Fiziksel olarak pis ve yoksul görünümlü; karakter yönünden kaba, çıkarcı, hırslı, agresif tabiata sahip, “Maycomb’un yüz karası” (Lee, 2022: 45), kitapta “kötü”nün temsilcisi Bob Ewell ile düzgün giyimli, görgülü, okuryazar, eğitimli olarak nitelendirilen, etik açısından optimal figür ve “suçsuz”la “iyi”nin temsilcisi Atticus Finch karşı karşıyadır. Harper Lee; kötü olarak betimlediğine ırkçılığı, iyi olarak betimlediğine eşitliği atfederek ırk yönünden toplumsal eşitsizlik sorununu açıkça yansıtır ve davanın sonunda kötü tarafı kazandırarak haksızlığa uğrama duygusunu güçlendirir. Kötü tarafın kazanmasına neden olan unsurun bizzat halkın içinden gelen jüri olması toplumun hala kötüyü seçmesine ve kırılmayan önyargılarına işaret eder. Sonuç olarak Tom Robinson’ın davasında belirgin biçimde görülen iyiyle kötünün çatışması eserde ırkçılık bakımından toplumsal eşitsizlik anlatısına katkı sağlar.


            Bülbülü Öldürmek romanı toplumsal eşitsizlik konusunun dile getirilişi çerçevesinde değerlendirildiğinde perspektif açısından iki kullanım öne çıkar: eserin aktarıldığı çocuk perspektifi ve eşitsizliğe dair kendi bakış açılarının aktarıldığı karakterler. Eserle ilgili New York Times’da yayımlanan bir yazıya göre [2] anlatıcının Scout olması sayesinde olayların hem Amerika’nın güneyindeki bir kasabadan sıradan bir insanın hem bir çocuğun perspektifiyle sunumu romanda önemli bir yer tutar. Scout’un bakış açısının sıradanlığı okurun kendini karakterle daha rahat bir biçimde eşleştirmesini, dolayısıyla kitapta aktarılan eşitlikçi düşüncelere daha sıcak bakması veya düşünceleri kolayca kabullenmesini sağlar. Çocuk bakış açısı ise masumiyeti, merakı ve sürekli olan öğrenme ediniminin getirdiği devinimi katar. Scout ile Jem arasındaki “‘Hayır, Jem bence sadece bir tür insan var. Hepsi aynı.’ ‘Ama tek bir tür insan varsa neden birbirleriyle anlaşamıyorlar?’”  (Lee, 2022: 289) diyaloğunda Scout’un siyahilere karşı ön yargısının kırılarak insanların tek tür ve eşit olduğu kanısına varışının yanı sıra Jem’in insanların ırkçı düşüncelerinin arkasında ne yattığına dair merakı görülmektedir. Çocukların davayla ilgili yorumları okura eşitlik fikrinin gösterilmesi ve ırkçı ya da ön yargılı yaklaşımların kökünü oluşturan toplumsal özelliklerin sorgulanması noktasında etkilidir. Dikkat çeken bir diğer aktarım unsuru ırkçılık ve Tom Robinson davasıyla ilgili çoğunlukla beyaz karakterlerin bakış açılarının verilmesi, dönemin Amerikan toplumunda olduğu gibi romanda da ırkçılık sorunuyla ilgili siyahilere söz verilmemesidir. Öyle ki “Romanı okuyan biri ırkçılığın eğitimli, mali açıdan istikrarlı, ahlaklı beyaz insanlar ile cahil, pis, fakir, gaddar beyaz insanlar arasında var olan bir sorun olduğunu düşünebilir.” (Xi, Li-li, 2015: 3) Eserdeki siyahi karakterler ırkçılıkla ilgili konuştuklarında genelde öfke ve direnişten ziyade kasabadaki “iyi” beyaz karakterlerine minnettarlıklarını dile getirirler. Tom Robinson’un hapishaneden kaçmaya çalışması, Helen Robinson’un Ewell’ların evinin önünden geçmek yerine ormandan dolaşması gibi örneklerden de görülebileceği üzere siyahi karakterler ırkçılığa karşı kaçınma ve geri çekilme üzerine kurulu, sessiz bir direniş halinde sunulur. Siyahi bir karakter beyaz insanları eleştirdiğinde, örneğin Calpurnia Jem ve Scout'u siyahilerin kilisesine getirdiğinde Lula'nın tepki göstermesi gibi, o karakter siyahi topluluğun geri kalanı tarafından dışlanma riskiyle karşılaşır. Kısaca eserin Scout gibi sıradan bir çocuğun perspektifinden aktarılışı, ırkçılığa dair çoğunlukla beyazların bakış açısı sunulurken siyahilerin bakış açısının verilmemesi veya pasif direnişlerde bulunduklarının gösterilmesi sayesinde okura olaylara kendisiyle daha kolay eşleştirebileceği, masum, değişken bir gözden bakma şansı verilirken siyahilerin toplumda susturulmuş vaziyette bulunmalarının altı çizilmiş olur.


            Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek adlı eseri eşitsizlik sorunu konusunda topluma ayna tutma görevi görür. Romanda ağırlıklı olarak yer verilen ırk bakımından eşitsizlik probleminin dile getirilme biçimlerinden ikisi iyi-kötü çatışmaları ve karakterlerin eşitsizliğe karşı geliştirdikleri bakış açılarıdır. İyi ve kötü konusunda eserdeki “iyi” tarafı dış görünüş ve tavırlar bakımından güzel, medeni, üstün niteliklere sahip Atticus Finch, Maudie Atkinson gibi karakterler oluştururken “kötü” tarafı pis, yoksul, eğitimsiz ve kaba şekilde betimlenen, başta Ewell’lar olmak üzere aslında eşitsizliğe göz yuman tüm Maycomb halkı oluşturur. İyi ve kötünün baş temsilcileri dava salonunda bir araya geldiğinde sadece karakterler değil aynı zamanda iyinin savunduğu eşitlik ve kötünün benimsediği ırka dayalı ön yargı karşı karşıya gelmiş olur. Sunulan bakış açıları konusunda siyahi toplumun kendilerine yapılan ayrımcılık sonucunda geliştirdiği pasif perspektif gözler önüne serilir. Ek olarak olayların Amerika’nın güneyinde bir kasabada yaşayan sıradan, masum bir çocuk tarafından aktarılmaktadır; böylece okur bir çocuğun ırkçılık sorununun yavaş yavaş farkına varması ve problemi sorgulaması sürecinin parçası haline getirilir. Bu bağlamda incelendiğinde Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek adlı romanında iyi-kötü çatışmasını ve farklı karakterlerin geliştirdikleri perspektifleri kullanarak dönemin Amerika’sında ırka dayalı toplumsal eşitsizlik sorununu etkili bir biçimde dile getirdiği sonucuna ulaşılır.


· 

Dipnotlar:

[1] Kerbo, H. R. (2003). Social Stratification and Inequality: Class Conflict in Historical and Global Perspective, 27. McGraw-Hill, Londra.

[2] Lyell, F. H. (1960). One-Taxi Town: To Kill A Mockingbird, by Harper Lee. New York Times, New York.     


Kaynakça:

Kerbo, H. R. (2003). Social Stratification and Inequality: Class Conflict in Historical and Global Perspective. McGraw-Hill, Londra.

Lee, H. (2022). Bülbülü Öldürmek. Epsilon Yayınevi.

Lyell, F. H. (1960). One-Taxi Town: To Kill A Mockingbird, by Harper Lee. New York Times, New York.

Xi, L., Li-li, Z. (2015) On the Symbolic Significance of To Kill a Mockingbird. US-China Education Review, Çangçun Üniversitesi, Çangçun.

bottom of page